Pirlanta Karsilastirmasi

LABORATUVARDA YETİŞEN PIRLANTA İLE DOĞAL PIRLANTA KARŞILAŞTIRMASI

TARİHÇELERİ

1800’lerin sonlarından beri, dünyanın her yerinden bilim adamları laboratuvarlarda pırlantaları yeniden üretmeye çalışmaktaydılar. Bu, ancak 1955 yılında; Generals Motors’un bunu başarmasıyla mümkün oldu. Fakat bu pırlantalar, kalitesiz ve küçüktü. Doğal pırlantanın kalitesine sahip pırlantaları üreten yüksek teknoloji ise daha sadece birkaç yıl önce geliştirildi.

Pırlantayı laboratuvarda yetiştirmek için, madenden çıkartılan pırlantayla aynı yöntemde ısı ve basınç uygulanarak sıkıştırılmış bir cevher oluşturulur. Doğa bunu çok daha uzun bir süre boyunca kendiliğinden yapmaktadır.

MUKAYESELERİ

Madenden çıkartılan pırlantalar da, laboratuvarda yetiştirilen pırlantalar da gerçektir; tamamen aynı kimyasal bileşimi, moleküler yapıyı, fiziksel ve optik özellikleri paylaşırlar. Bunların pırlanta benzeri veya taklidi oldukları söylenemez. Pırlantalar, saf karbonun katı formlarıdırlar. Katı karbon, kimyasal bağ türlerine bağlı olarak farklı şekillerde oluşabilir. Bunlar eşözdek olarak bilinir. Pırlantalar, atomların kristal bir biçimde düzenlendiği eşözdektir. Pırlantalar, tek bir elementten oluşan tek taşlardır ve genellikle %99.95’i karbondan oluşur. Diğer %0,05 eser elementleri, bir pırlantanın temel kimyasının ayrılmaz bir parçası olmayan farklı atomları içerebilir. Bu eser elementler (bor, nitrojen) ve radyasyon maruziyeti gibi diğer doğal oluşumlar bir pırlantanın şeklini veya rengini etkileyebilir. Bu, hem madenden çıkartılan hem de laboratuvarda yetiştirilen pırlantalar için geçerlidir.

FİYATLANDIRMA

Ve işte, laboratuvarda yetiştirilen pırlantalar ile madenden çıkartılan pırlantalar arasındaki en büyük fark: Laboratuvarda yetiştirilen pırlantalar, madenden çıkartılan pırlantalardan yaklaşık %75 daha ucuzdur. Ve bu, kaliteden kaynaklanmaz. Fiyat farkı, laboratuvarda yetiştirilen pırlantalardaki akılcı rekabetten ve madenden çıkartılan pırlantalardaki yozlaşmış tekellerden kaynaklanmaktadır. Yani, taş aynı kaliteye sahipken, tüketici için aradaki maliyet farkı çok büyüktür. Örneğin; fiyatları açıkça söyleyelim; eğer madenden çıkartılan bir pırlantanın maliyeti 10.000 dolar ise, laboratuvarda yetiştirilen, aynı özelliklere sahip bir pırlantanın maliyeti 3000 dolar olacaktır.

GERÇEK KAYNAK

İşte hatırlamaya değer bir fark; laboratuvarda yetiştirilen bir pırlanta, her zaman yaratıldığı laboratuvara kadar izlenebilirken, madenden çıkartılan bir pırlantanın acı gerçeği ise bunun tam tersidir. Her zaman bir pırlanta şirketinin “temiz kaynak” veya “kansız* elmas” gibi güven verici terimler kullandığını duyarız. Ancak ne yazık ki madenden çıkartılan bir pırlantanın gerçek kökenleri hiçbir zaman kesinlik derecesinde bilinemez. İşin aslı, bu sözler bilinçli pazarlama terimlerinden başka bir şey değildir, çünkü madenden çıkartılan bir pırlantanın (çıkarıldığı andan nihai satışına kadar) yaklaşık 30-40 defa el değiştirdiği tahmin edilmektedir.

DERECELENDİRME SÜRECİ

Hem laboratuvarda yetiştirilen hem de madenden çıkartılan pırlantalar, tamamen aynı derecelendirme sistemi kullanılarak derecelendirilir. Bu genellikle RBKK – Renk, Berraklık, Kesim ve Karat olarak bilinir. Bu derecelendirme sistemi ilk olarak Gemological Institute of America’nın (GIA) kurucusu Robert M. Shipley tarafından oluşturulmuştur. Bu süreç, pırlantaların laboratuvarda üretilmiş veya madenden çıkartılmış olmalarına bakılmaksızın, hepsi için kullanılan evrensel derecelendirme sistemidir.

 

SERTİFİKASYON

Sertifikasyon söz konusu olduğunda, laboratuvar üretimi ve madenden çıkartılan pırlanta arasında hiçbir fark yoktur. Her ikisi de herhangi bir laboratuvar tarafından derecelendirilebilir ve sertifikalandırılabilir. Laboratuvar tarafından oluşturulan bir pırlantanın sertifikası, onları madenden çıkartılan pırlantalardan ayırt etmek için “laboratuvarda yetiştirilmiştir” veya “Laboratuvar tarafından oluşturulmuştur” gibi bir gösterge içerecektir.

 

ETİK ve ETİK DIŞI

Bizce bu, laboratuvarda yetiştirilen ve madenden çıkartılan pırlantalar arasındaki en temel ve önemli farkla sonuçlanan tartışmadır: Etik ve Etik Dışı. Madenden çıkartılan pırlantalardan uzak durmamızın ve tamamen laboratuvarda yetiştirilenlere odaklanmamızın da temel nedeni budur.

Maalesef, pırlanta madenciliği sektörünün insanlara olduğu kadar çevreye de verdiği zararlar gün gibi aşikar. Bir kanlı elmasın yerden çıkarma sürecinde sayısız hayatlar kaybedilir. Bu, hem madenciliği yapan insanları hem de onların çocuklarını, ailelerini ve daha geniş bir topluluğu etkiler. Kanla lekelenmiş olsun ya da olmasın, herhangi bir madenden çıkartılan taşın yüzeye çıkması için inanılmaz miktarda toprağın yerinden oynatılması gerekir. Bu miktar hakkında kabaca bir fikir ister misiniz? 1 karat kalitesindeki bir pırlanta başına 250 ton desek, kulağa nasıl geliyor? Kelimenin tam anlamıyla tek bir küçük taş için dağlar yerinden oynatılıyor.

* (Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanımlandığı şekliyle kanlı elmas (CONFLICT DIAMOND), bir ülkenin meşru, uluslararası kabul görmüş hükümetine karşı güçler tarafından kontrol edilen bölgelerde çıkarılan ve o hükümete karşı askeri harekatı finanse etmek için satılan herhangi bir elmas .)

Tüm dünyayı havaya uçurmanın bu feci süreci; cevher başına taşınan toprağın çok fazla olması, aynı zamanda pervasız ve büyük miktarda karbon emisyonunun salınması demektir. Bu, atmosfere ve hassas ekosistemimize (göller, okyanus hayatı, hava kirliliği vb.) karşı büyük bir sorumsuzluk anlamına gelir. Ve bu, dünyanın en savunmasız yerlerinin bazılarında içme suyu kaynaklarının geri dönülemeyecek bir şekilde kirlenmesine yol açmaktadır. Bu nedenle, Etik ile Etik Dışı arasındaki tartışma söz konusu olduğundaki haklı duruşumuzu çok ciddiye almaktayız.

 

CEVHERDEN SATIŞA

Pırlantanın, cevher halinden satışına gelene kadarki sürecinde, laboratuvarda yetiştirilenle madenden çıkartılan arasında hiçbir fark yoktur! ‘Cevherden Satışa’ deyişi, bir pırlantanın madenden VEYA laboratuvardan olsun, kaba taş olarak üretildiği ilk andan piyasaya sürüldüğü ve tüketiciye satıldığı ana kadarki süreç için kullandığımız bir tabirdir. Bu süreç ve ilgili tüm maliyetler her iki pırlanta türünde de tamamen aynıdır. Her iki menşeli (Laboratuvarda yetiştirilmiş veya madenden çıkartılmış) pürüzlü pırlantalar Sınıflandırılır, Kesilir, Parlatılır, Derecelendirilir ve tam olarak aynı şekilde Sertifikasyon elde edilir.

Yine de, insan yapımı pırlantaların, kesim dereceleri bakımından madenden çıkartılan pırlantalarından genel olarak daha ideal/mükemmel bir şekilde üretildiğini belirtmekte fayda var. Bunun nedeni, madenden çıkartılan pırlantaların genellikle ağırlıklarını mümkün olduğunca fazla gösterebilmek için şekillendirilmesi/kesilmesidir. Ayrıca, laboratuvarda yetiştirilmiş bir pırlanta, kesim için zaten doğal olarak daha ideal bir biçimde büyüdüğünden, yalnızca en ideal kesimi sunmak amacıyla kesilecektir ve yüksek kalite kesimli taşlar ortaya çıkacaktır.